Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Ahilik haftası dolayısıyla düzenlenen programda TOGES başkanı ve Türkiye`nin ilk ve tek kadın urgancı ustası Ayşe Demir’i ağırladı.
Ahilik haftası münasebetiyle Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde söyleşi programı organize edildi. Zübeyde Hanım MTAL Müdür Yardımcı Halise Özlem Çivilidağ’ın moderatörlüğünde, yazar Ayla Bağ’ın destekleri ile gerçekleşen programda Ahilik geleneğinin dünü ve bugünü konuşuldu.Programın konuğu olan Türkiye’nin ilk ve tek kadın urgancı ustası Ayşe Demir, Urgancılık zanaatı hakkında bilgiler verdi. Demir, “Ahilik kardeşliktir, paylaşmaktır, çalışmaktır, üretmektir bu sebeple gençlere iyi olun, birlik olun, çalışın azmedin ve başarın” dedi.Yazar Ayla Bağ yaptığı açıklamada “Yaşayan Efsaneler İlk, Tek ve Son Ustalar” adlı kitap çalışmasında zanaatkârlara yer vererek unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı gündeme getirmek ve dikkatleri çekmek için yaptığı “Ahiler Kervanı “çalışmasıyla ustaları okullarda öğrencilerle buluşturmak istediğini söyledi. Yazar Bağ, Ahiler haftası olması sebebiyle ilk çalışmayı Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde gerçekleştirdi. AHİLİĞİN TARİHÇESİ Zübeyde Hanım MTAL Müdür Yardımcı Halise Özlem Çivilidağ, Ahiliğin tarihçesi ile ilgili bilgiler verdi. “Zübeyde Hanım MTAL Ailesi olarak tüm esnaf ve zanaatkarlarımızın Ahilik Haftasını kutluyoruz.” Diyerek açıklamasına başlayan Çivilidağ, “ Ahilik, kelime anlamı olarak Arapça “kardeşim” veya Türkçe “akı” (Divan’ül Lügatit Türk’te) “cömert”, “eli açık” anlamında kullanılmaktadır. Terim olarak, XVIII. yüzyıldan sonra bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüş olsa bile, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da görülmeye başlayan, Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan dini, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi boyutları olan bir sistem olarak tarif edilebilir. Denilebilir ki ahilik, imanın amele dönüştüğü, Anadolu’nun vatanlaşmasını, Osmanlı’nın “cihan devleti” olmasını sağlayan dünyevi ve uhrevi bir sistemdir. Ahiliğin başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya çıkmadığı, içlerinde kadıların, müderrislerin, devlet adamlarının, askeri görevlilerin de olduğu; ahilerin toplumun bütün kesimlerini kucakladığı bilinmektedir.“ AHİLİĞİN GAYESİ, TEŞKİLATLANMASI VE KAYNAKLARI”Anadoludaki ilk Türkçe fütüvvetnamelerde ahiliğin gayesi olarak, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak ve “Aleme nizâm vermek” olarak belirtilmiştir. Ahiler, Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında bütün şehir ve kasabalarda yiğit, ahi ve şeyh sistemi içerisinde teşkilatlanmıştır. Bütünüyle Anadolu, Balkanlar, Kırım, Kazan ve kültür coğrafyamızın çok yerinde ahiliğin teşkilatlandığı görülmektedir. Bu teşkilatlar, Kırşehir’de bulunan “Pirler piri” de denilen Ahi şeyhine bağlı idi. Ahiliğin temel kaynağı fütüvvet-nâmelerdir. Fütüvvet-nâmeler dini-tasavvufi eserlerdir. Fütüvvet-nâmelerin özünde peygamber sünneti ve Kur’an-ı Kerim vardır. Ayrıca Selçuklu ve Osmanlı döneminde yazılan seyahatnameler, Ahi Seceranânneleri, İcâzetnâmeler ve o dönemde yazılan tarih kitapları da temel kaynak olarak gösterilebilir.” İfadelerini kullandı.
GÜNDEM
24 Eylül 2019 - 03:34
' KALBİNİ KAPINI ALNINI AÇIK TUT (AHİ EVRAN-I VELİ )'
GÜNDEM
24 Eylül 2019 - 03:34